-Günümüzde “Şair-i Azam” yani “Büyük Şair” olarak anılan Ataol Behramoğlu, “İnsanlık düşünce tarihinin en heyecan verici, en yaratıcı ve tartışmaya en açık alanlarından biri olan Rus Edebiyatı tarihi ile ilgili çalışmasına, bir ömür boyu emek verdiğini belirtiyor.
“Bazı şiirler birden geliyor. Yoğun bir yaşantı sonucunda, neredeyse fışkırıyor.
Böyle durumlar için şiiri ‘hazırlamak’ sözü anlamsız kalıyor.
Çünkü şiir hazırlanmış olarak geliyor zaten. Yaşamaların, okumaların, düşünmelerin, söz konusu şiirle doğrudan ilgisi olmayan çeşitli biçim denemelerinin, bilinçli ya da bilinçaltı birçok süreçlerin sonucunda.
‘Bir Gün Mutlaka’, ‘Kör Bir’, ‘Yeniden Hüzünle’, ‘Sana Seslenmek İçin’, ‘Beyaz, İpek Gibi Yağdı Kar’, ‘Ne Yağmur…Ne Şiirler…’ vb. genellikle uzun ve en çok sevdiğim şiirlerim bu türden şiirlerdir(…) Neredeyse organik bir patlama sonucunda ortaya çıkan bu türden şiirler üzerinde sonradan değişiklikler yapmak da güç.
O şiiri oluşturan duygunun ‘organikliği’, ‘kendiliğinden’ zedelenecekmiş gibi oluyor çünkü.”
Bu satırlar, yüksek öğrenimi Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde tamamlamış, günümüzün “Şairi Azam’’ı Ataol Behramoğlu imzası taşır. Moskova ve Paris üniversitelerinde edebiyat, dil çalışmaları yapmıştır Behramoğlu.
Geniş yankılar uyandıran ikinci kitabı “Bir Gün Mutlaka’’nın arka kapağını da süsler bu satırları. Birbirini izleyen kitapları, kısa sürede tükenir Behramoğlu’nun.
Çevirileri, yönettiği dergiler, yazdığı eleştiri yazılarıyla kuşağının başta gelen şair ve yazarlarındandır Ataol Behramoğlu…
Şiir yazmaya ve şairliğe ilişkin görüşleri de şöyledir;
“Şairlere kimse bir formül veremez.
‘Şiir böyle yazılır’ diye bir şey yok.
Şiirle ilgili olan insan kendince bir şeyler yazar. Ben şiir maceramda şunu gördüm; ben içimden geleni yazdım.
Bunu yaparken devamlı şiir okudum.
Şiir okumadan, şiir yazılmaz.
Uzun zaman aklımda hep başka şairlerin şiirleri vardı.
Kendi şiirlerimi yazmaya anca 40’lı yaşlardan sonra cesaret edebildim.
Şiir sevmeden, şiir okumadan şiir yazılmaz
(…)
‘Bu Aşk Burada Biter’ şiirini 24-25 yaşında yazdım.
Bugünlere geleceğini hayâl bile edemezdim ama içimden geleni yazdım. Bütün mesele, çalışmak. Hangi alan olursa olsun, çalışmadan olmaz.
O çalışma sonunda beklenmedik anda ortaya bir şey çıkar. Çalışmazsanız ‘Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var’ı yazamazsınız.
Hayatı daha doğru, daha iyi, daha derin yaşamak konusunda şiirin yararı olur.
Çocuklara şiir öğretmemiz lâzım.
İyi şairlerimizden aydınlık şiirler okusunlar.”…
****
Benim de çok sevip saydığım, dostu olmaktan da çok büyük onur duyduğum Ataol Behramoğlu'nun
“11.Yüzyıldan 21. Yüzyıla Rus Edebiyatı Tarihli” uzun soluklu çalışması,
“son kitabı” olarak raflarda yerini aldı.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları yayımladı 596 sayfalık kitabı.
Bir külliyattan da öte adeta.
Kitap, “Türkçe dilinde bir Türk yazar tarafından Rus edebiyatıyla ilgili yazılan ilk eser” özelliğini taşıyor...
****
Ataol Behramoğlu, Rus edebiyatı uzmanıdır.
Moskova Devlet Üniversitesi’nden aldığı bir belgede de şunlar yazar;
“Türkiye yurttaşı Ataol Behramoğlu, 17 Kasım 1972-1 Haziran 1974 tarihleri arasında Moskova M.V.Lomonosov Devlet Üniversitesi Tarihi kürsüsünde ‘Rus ve Sovyet Edebiyatı Tarihi’ konulu çalışma yapmıştır.
2008’de Rusya Federasyonu’nun "Uluslararası Puşkin Ödülü’'nü almıştır. İstanbul’da çeşitli üniversitelerde “Rus Dili ve Edebiyatı” Öğretim Üyeliği yapmıştır.
****
Kitabın Rus edebiyatı meraklıları için önemli bir eser olacağını belirtiyor şairimiz.
Kitabı yazma sürecine ilişkin de şunları söylüyor:
“Çalışırken Rus yazarların kendi aralarındaki mektuplaşmalarından, tuttukları güncelerden çok yararlandım.
Günce tutmak, uygar ve çağdaş bir harekettir.
Herkesin bunu yapması lazım.
Ünlü biri olmak şart değil. Herkesin mesleği için, ailesi için birtakım notlar almasında fayda var. Bunu bir yerden öğrenerek yapmadım ama ben de kendi kendime 20’li yaşlarda günce tutmaya başlamıştım. 50-60 defter kütüphanemde duruyor.”
Prof.Dr.Ataol Behramoğlu, ‘’Bir ansiklopedi ya da antoloji türünde bir ürün değil, bir kişinin Rus edebiyatına, akımlara, olgulara, tek tek yazarlara ve ürünlerine bakışının, kişisel değerlendirmelerinin de yer alacağı özgün bir yapıt olmasını istemiş” kitabıyla.
Çünkü Puşkin’den Çehov’a, Lermontov ve Turgenyev’den Çağdaş Rus Şiiri Antolojisi’ne çeviri edebiyatımızda da en yetkin isimlerden olan şaire göre, “insanlık düşünce tarihinin en heyecan verici, en yaratıcı ve tartışmaya en açık alanlarından biri”, Rus Edebiyatı tarihi!
Dünya edebiyatında Rus şiiri her zaman saygın bir yere sahiptir.
O yüzden bu kıymetli çalışması -neredeyse- bir ömür sürmüştür.
Rus Folkloru-Sözlü Edebiyatı, Rus’tan Rusya’ya “Eski Rus Edebiyatı”, Igor Alayı Destanı, Genel Olarak 13-16.Yüzyıllar, 17. Yüzyıl Rus Edebiyatı, 18. Yüzyıl Edebiyatı, Reformlar, İlk Rus Klasikçileri, 19.Yüzyıl Edebiyatı, Rus Edebiyatının Büyük Yüzyılına Girerken, Rus Romantizmi, Puşkin ve Puşkin Dönemi Şairleri, Nekrasov’dan Turgenyev’e, Tolstoy’dan Dostoyevski’ye ve Anton Çehov, 20.Yüzyıl, Maksim Gorki, Rus Şiirinin Gümüş Çağı, Fütürizm: Hlebnikov, Mayakovski, İmgecilik, Ürünlerini 1930 Öncesinde ve 30’larda Vermiş Başlıca Yazarlar, Savaş Konulu Edebiyat, Şiirler, Yüzyılın İkinci Yarısında Köy ve Kent Nesri, Perestroyka (Yeniden Yapılanma) ve Edebiyat; kitabın başlıca bölümleri.