Bugun...


Baha Akıner

facebook-paylas
ATAM MERSİNDE!
Tarih: 20-05-2024 09:12:00 Güncelleme: 20-05-2024 09:12:00


 
 
Dünkü yazımda "19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı" kutlama maksatlı, Atamızın ilk ve son Ankara 19 Mayıs Stadı'ndaki törenleri izlemesinin ardından son yurt gezisine nasıl çıktığını aktarmaya çalışmıştım. Bugün ise Atamızın 20 ile 24 Mayıs 1938 tarihleri arasında Mersin'de neler yaşadığını aktarmaya çalışacağım...
*****
20 Mayıs 1938, saat 13.00'de iner Atamızın o bembeyaz treni Mersin Tren Garı'na. Yanında Afet İnan, Prof. Dr. Neşet Ömer İrdelp, Göz Mütehassısı mebus Şakir Ahmet Bey, Kulak Mütehassısı Ziya Bey, Kılıç Ali, Salih Bozok ile birlikte...
Fransız radyoları O'nun hastalığını ve yataktan kalkamadığını dünyaya duyuruyordu ya; Atamızın hastalığı ciddiydi aslında. İlerleyen sirozdan karnı su toplamıştı. Eski dermanı kalmamış; daha alıngan, daha sinirliydi artık. Ancak hayatı pahasına da olsa Hatay’ı anavatana bağlamak istiyordu. O son yurt gezisinde yanında bulunan sosyolog, tarihçi ve akademisyen, Mustafa Kemal ATATÜRK'ün manevi kızı, Cumhuriyetin ilk tarih profesörlerinden olan biri olan ve Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde 'Türk Devrim Tarihi' kürsüsünü kuran Afet İnan bakın nasıl anlatır o son yurt gezisini ve Hatay'a olan sevdasını:
“Atatürk Hatay şehididir bir bakıma. Çünkü Hatay meselesinin en karışık olduğu sırada, kendisine hastalığı dolayısıyla doktorların kesin dinlenme ve hemen hep hareketsizlik öğütledikleri bir devrede; Mayıs 1938’de Mersin ve Adana’da asker geçit resimlerini ayakta izlemiş ve her türlüsü dolaşmalarda bulunmuştur. Bu tutum O’nun yaşamını bir-iki yıl kısaltmıştır...”
*****
Biz 20 Mayıs 1938, saat 13.00'e dönelim tekrar. Bu karşılama töreni Yeni Mersin Gazetesi'nde şöyle anlatılır:
“Saat 13.00'de meydanda bir hareket görüldü. Herkes ileri doğru atılmak istiyor, istasyondan şehre kadar bütün caddeleri dolduran halk birbirine haber veriyor. "İşte geliyor..." Saat 13.05’te tren durdu. Büyük Şefimiz dakikalarca süren "Yaşa var ol Ata" sesleri ve alkış tufanı arasında vagonlarından indiler. Vali, belediye reisi ve komutanlar tazimlerini sundular. Büyük Şef, istasyondan ilerleyerek askeri teftiş buyurdular. Ortaokul ve ilkokullarla Isı Yuva talebesinin önlerinden geçerek, talebeye iltifatta bulundular. Bundan sonra geçit yapılmasını arzu buyurduklarından; askerler, ortaokul ve izci talebeleri, ilkokullar ve Isı Yuva talebeleri geçit töreni yaptılar. Atatürk, ilkokulların küçük yavruları geçerlerken gülerek, "Marş marş" dedi. Geçit, yarım saat sürdü. Validen ve belediye reisinden umumi işler hakkında izahat alan Büyük Şef, gene "Yaşa var ol" sesleri ve hiç kesilmeyen alkışlar arasında otomobille 13:35’de istasyondan ayrıldılar. İstasyondan çarşı sonuna kadar caddeleri çevreleyen kesif halkın arasında Vali Konağı'na geldiler. Otomobille şehir içinden geçerek yeni yapılan plaja gittiler...”
Evet, Mersinliler, Mersin'deki tüm okulların öğrencileri, izciler, askeri kıta, dernekler, kurum ve kuruluşlar; İstasyonu ve meydanı doldurmuş, yerlerini almışlardı. “Hoş geldiniz Aziz Atamız” sesleri, alkışlar ve sevgi gösterileriyle karşılanan ATATÜRK; herkesi güler yüzle selamladı, zevatın elini sıktı, hatırlarını sordu. Limandaki gemilerin ve fabrikaların düdükleri, alkış tufanı ve sevinç çığlıkları İstasyonu ve meydanı inletiyordu...
ATATÜRK, istasyon meydanında askeri birlikleri teftiş etti. Askeri birliklerin ve öğrencilerin katıldığı geçit töreninde ayakta 45 dakika zor kalabilmişti. Tümen Komutanı İsmail Hakkı Akoğuz’u kutladı. Geçidin sonlarına doğru "Marş marş!" komutu veren ATATÜRK’ün önünden hızla geçen öğrenciler, O'nun hizasına gelince Atasını görmek için duruyor ve yüzüne bakıyorlardı. ATATÜRK bu sevgiden çok duygulanmıştı...
Bu resmi geçit esnasında hep ayaktaydı. Fakat resmi geçidin sonlarına doğru halsizliğin, mecalsizliğin kendisine ızdırap verdiği, zorla büyük bir kuvvet sarf ederek ayakta durduğu açık seçik görülüyordu...
Kılıç Ali, o anları "Atatürk'ün Son Günleri" adlı kitabında şöyle anlatır: Bir aralık arkadaşım Salih ile dayanamadık, hareketimizden dolayı belki hiddetleneceklerini göze alarak yanlarına sokulduk. Usulcacık, kimse duymadan ve hissetmeden bize dayanmalarını istedik. Bunu yapmadılar, yalnız resmi geçidin süratle bitmesi için bizzat durdukları yerden “Marş marş!” kumandası vererek geçidin bu suretle neticesini aldılar...
*****
Tören bitimi o hasta haliyle; bayraklar ve yeşilliklerle süslenmiş Mersin caddelerini dolduran halkın coşkun sevgi gösterileri arasında, otomobille önce Devlet Demir Yolları İskelesi yanında hazırlanan plaja gidildi...
ATATÜRK burayı çok beğendi. Yaverine, Ali Beye (Ulaştırma Bakanı Ali Çetinkaya) telefon ederek teşekkürünü iletmesini söyledi. Oradan, bir önceki ziyareti olan 19 Kasım 1937 tarihinde inşaatını gezdiği, şimdi tamamlanan ve kalacağı Vali Konağı'na geçildi...
Öğleden sonra istirahat etti...
Saat 18.30’da plaj iskelesinden motorla denize açıldılar. Karaduvar, Kazanlı tarafındaki gezi sonunda İdman Yurdu İskelesi’nde gençlerin ve halkın sevgi gösterileriyle karşılanan ATATÜRK, tekrar Vali Konağı'na döndü...
Gece şehir ve Halkevi Meydanı ışıklandırılmış; fener alayı, şenlikler hazırlanmıştı. Saat 21.00’de Halkevi bandosu, askeri birlik, ortaokul öğrencileri, izciler, partili ve Halkevi'ne mensup üyeler ellerinde meşalelerle Vali Konağı önünde yerlerini aldılar. Liman Şirketi deniz araçları ışıklandırılmış olarak Konağın karşısında sıralanmıştı. Karadan ve denizden coşkun ve dinmeyen sevgi gösterilerinden heyecanlanan ATATÜRK, balkona çıkarak Mersinlileri selamladı ve teşekkür etti...
O gün ne mi oldu? Özel fotoğrafçılar, geçit töreninde çektikleri fotoğrafları yabancı ajans ve gazetelere gönderdiler. ATATÜRK’ün sapasağlam, ayakta ordusunun başında olduğunu gösteren fotoğraflardan sonra yabancı basındaki hastalık haberleri kesildi. Kısa bir süre sonra Fransız ve İngilizler Hatay konusunda tüm koşullan kabul ettiklerini bildirdiler...
*****
21 Mayıs 1938, Cumartesi...
ATATÜRK'ün Mersin'deki 2. günü...
Ve 22, 23 Mayıs 1938; Mersin'de yaşananlar;
21 Mayıs 2024 Salı günkü yazımda. Minnettarız Atam ve silah, akıl arkadaşları; saygıyla...
Siz kıymetli dostlarıma en içten selamlarımla...




FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI