Bugun...


Atilla Köprülüoğlu

facebook-paylas
"Bestelerin Efendisi" MELİH KİBAR
Tarih: 07-04-2025 14:47:00 Güncelleme: 07-04-2025 14:47:00


 
Birbirinden kaliteli bestelerin sahibiydi.
Popüler Türk müziğine büyük katkısı vardır.
Muhteşem bir kompozitör, müzik adamıydı
Melih Kibar.
Bestelerini Erol Evgin, Zerrin Özer, Nil Burak, Demet Sağıroğlu, Yaşar, Candan Erçetin, İlhan İrem, Füsun Önal gibi çok değerli sanatçılarımız seslendirmiştir.
Öncelikle
"Hababam Sınıfı" serisine yaptığı müziği; akıllarımızdadır...
Erol Evgin 'in ünlendirdiği
"İşte Öyle Bir Şey", "Sevdan Olmasa","Bir De Bana Sor",
"Söyle Canım", "Bu Gece", "Rüya", "Çoban Yıldızı ","Sucu Çocuk ", "Merhaba"...
Yine unutulmaz film müzikleri;
"Neşeli Günler ", "Aile Şerefi", "Kırık Bir Aşk Hikayesi ","Gülen Gözler ",
"Aşık Oldum", "Namuslu", niceleri...
Her biri Melih Kibar imzası taşırdı...
‘’ Çoban Yıldızı ‘’, TRT’nin Eurovision sinyal müziği özelliğini taşımaktaydı.
Müzik eleştirmenlerine göre; "Melih Kibar enstrümantal ve şarkı formunda yazdığı eserlerde genellikle Türk müziği makamlarını ve usüllerini batı müziğiyle harmanlayarak kullanırdı, bu karışımı oluşturmadaki ustalığını hocası Timur Selçuk’dan aldığı müzik eğitimine borçludur.
Erol Evgin efsanesinin oluşmasında, yazdığı eserlerin çok büyük rolü olmuştur."
****
Ve Çiğdem Talu-Melih Kibar aşkı...
Can Dündar "Yüzyılın Aşkları" kitabına almıştır aşkın öyküsünü;
"Melih Kibar:
müthiş bir fırtına vardı, tarifi mümkün değil, okyanus fırtınası.
kopuyor ortalık. moralim bozuldu, babama da bir şey söyleyemiyorum. sonra odadan çıktım. " baba.. ben bir etrafa bakayım " dedim. karanlık koridorda güm diye bir şeye çarptım. baktım bir piyano. otomatikman elim kapağa gitti, kapağı da açık. oturdum, piyanoma gene anlatmam lazım, piyanoca bir şey. o korkumu kompanse etmem gerekiyor, anlattığım zaman çıkıyor ortaya. çok hoşuma gitti, koşarak odama gittim, odamı zar zor buldum. daha yeni gelmiştim, bavulu açtım bir kayıt cihazı aldım, kasete o parçayı çektim.
melih kibar çaldığı besteyi babasıyla istanbul'a, çiğdem talu'ya gönderdi. çiğdem, nasıl ve hangi koşullarda bestelendiğini bilmediği bu melodinin üzerine bir söz yazdı ve londra 'ya melih'e postaladı.
melih kibar:
çiğdem gene o her zamanki üslubuyla 'seni gidi seni, gece neler yapmışsın, gene çıldırttın beni.' dedi.
ama bilmiyor o parçanın neden yapıldığını, 'ekte sözleri bulacaksın inşallah unutmazsın' diye, pembe iki sayfalık bir mektuptu, pembe bir zarfta gelmişti. nerede olduğumu bile hatırlıyorum odada.
birinci sayfayı öteki kâğıdın altına alıp sözlerle bakıp da başlığı görünce, ben duvara tutundum. 'içimdeki fırtına'ydı şarkının adı...
gün ağarırken
tek başıma oturmuşsam
henüz daha gözlerimi
bir an bile yummamışsam
sen yoksan yine
bense yorgun ve yalnızsam
hele bir de..
bir de canım
hasretine kapılmışsam
ve gözümde tütüyorsan
buram buram..
işte o an bir fırtına kopar
sanki o an yer yerinden oynar
hoyrat bir rüzgâr eserken
sallanan gemi misali
sallanır durur içimde dünya
melih kibar:
çiğdem talu - melih kibar bir tesadüf değil. "içimdeki fırtına" da bir tesadüf değil. bu müthiş bir şeydir. ondan sonra çiğdem e telefon açtım, 8 saat 40 dakika bekledim telefonun başında, "çiğdem" ... dedim."sen bu parçayı neden yaptığımı biliyor musun ?" ağladık telefonda ondan sonra karşılıklı.. bu, başka bir şeydir.. allah insanlara bunu yaşatmalı; bu, çok özel bir şey. ondan sonra herkes çiğdem talu - melih kibar olarak bizi görmeye başladı, çiğdem dendiği zaman melih, melih dendiği zaman çiğdem dik biz...
****
"İkisinin adı öyle birleşmişti ki ve ölümle bile ayrılmamıştı. 'Ne kadar birlikte oldunuz?' diye sordum. '8 yıl 3 gün' dedi hiç duraksamadan... O 8 sene 3 güne, 273 şarkı sığdırmışlardı.
Bunların 106’sı listelerde 1 numara olmuştu.
'Neydi bunun sırrı?' diye sorduğum da şöyle dedi: “Bir şey çaldığımda
Çiğdem o kadar güzel tepki veriyordu ki, onu sürekli kılmak için herhalde eve gidip 3 tane parça daha yapıyor, koşarak Çiğdem’e götürüyordum.'
Çiğdem pohpohluyordu onu...
Notalarına enfes sözler yazıyor, “Git bak bakalım, piyanonun üzerinde ne göreceksin” diyordu.
28 Mayıs 1983'te Çiğdem Talu vefat etti.
Melih Kibar onun ardından bir ağıt besteledi. İlhan İrem, o ağıta 'Bile bile' diye söz yazdı.
Bile bile özlüyoruz/arıyoruz/böyle her şeyi bilmezcesine/ Güleriz gökyüzüne/ölümlere...''
O yıl ilk kez Kıbrısta seslendirdiler şarkıyı... Konser bittiğinde bütün salon ağlıyor, Melih piyanoya kapanmış hıçkırıyordu. Bile bile, bilmezcesine Kibar, 4 yıl önce bütün ortak çalışmalarını "Yadigâr" adlı bir albümde topladı.Bu şarkılar, onlardan yadigâr çocuklardı.
(Can Dündar -Milliyet, 9 Nisan 2005)
****
Melih Kibar, 20 yıl önce bugün aramızdan ayrıldı.
Arkasında unutulmayacak bestelerini bırakarak.
Bugün her biri dillerde; marş gibi...




FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI