Bugun...


Baha Akıner

facebook-paylas
RESMİN YUNUS EMRE'Sİ İBRAHİM BALABAN
Tarih: 09-06-2024 12:35:00 Güncelleme: 09-06-2024 12:35:00


Günler, aylar, yıl - yıllar ne çabuk geçiyor dostlar. An be an, ömürden gidiyor...
Üzüntüler, sevinçler; hepsi insan için. Başını yastığa koyduğunda, vicdanın rahat mı? Gerisi kimin umurunda? Şu kavanoz dipli, 3 günlük dünyada...
Kırmamalı, dökmemeli, onu bilir - onu söylerim; insanca yaşamalı...
Daha dün gibi derler ya! 5 yıl önce bugün, 9 Haziran 2019'da, Usta'dan miras, 98 yaşında bir sanatçımız öldü...
"Usta" dedim de! Çok kullanırım ama en çok da Nâzım'a yakışır be...
*****
Ressam İbrahim Balaban...
Nâzım Hikmet'in, Bursa Cezaevi'nden yâreni...
1921'de, Bursa - Seçköy, Osmangazi'de dünyaya gelir Balaban...
Doğduğu köyün 3 yıllık okulunda eğitim görür önce...
1937 yılının son günlerinde, henüz 16 yaşındayken, Hint keneviri yetiştirdiği için cezaevine girer...
Altı ay hapis ve üç ay da para cezasına çarptırılır. Fakat para cezasını ödeyemez. Üç yıl ceza evinde kalır...
Cezaevinden çıkıp evlendiği gün, bu sefer, düğün evini basan dört mahkumun saldırısına uğrar. Hasımlarından birini öldürür. Tekrar cezaevine düşer...
Bursa Cezaevi'nde, aynı Orhan Kemâl gibi hayatını değiştireceği birisiyle karşılaşır...
Bir insan ile...
Bir ağabey ile...
Kendi deyimiyle, "Şair Baba" diyeceği bir baba'can ile...
Bursa Cezaevi'nde, 19 yaş büyüğü, Nâzım Hikmet ile......
Baba gibi davranır Nâzım Hikmet kendisine...
Ağabey gibi...
İnsan gibi...
Korur kollar İbrahim'i...
"Şair Baba" der O da, Usta'ya. Tavsiyesi ve desteğiyle resim yapmaya başlar...
Aynı Orhan Kemâl'in öykücülüğü gibi, İbrahim Balaban'ın ressamlığı da; Usta'nın yönlendirmesi, teşviği ve desteğiyle olur...
Cezaevinde, resmin yanında; felsefe, sosyoloji, ekonomi, politika konularında da dersler alır Şair Baba'sından...
Yine kendi deyimiyle, "Nakış nakış işler" kendisini Şair Baba'sı...
*****
Yedi yıl süren Nâzım Hikmet'li günlerini ve başlı başına Nâzım Hikmet'in yaşadıklarını, sonraki yıllarda yazdığı "Şair Baba" ve "Damdakiler" kitaplarında anlatır...
Balaban; “Sanat yaşantının izdüşümüdür. Konu bir özdür, her öz kendi kabuğunu yapar. Yani sanatsal biçimini oluşturur. “ kuramını ortaya koymuş ve sanatını bu kuram üzerine oturtmuştur...
İlk sergisini, 1953'te, İstanbul’da, Fransız Kültür Merkezi'nde açar. Sonraki yıllarda hem Türkiye'de hem de yurt dışında yüzlerce olmak üzere...
1961'de, Yeni Dal Grubu sergisindeki bir tablosundan dolayı yargılanır; ancak aklanır...
Yine 1968'de, Gazi Dergisi'nde basılan bir tablosundan dolayı yine yargılanır ve ondan da aklanır...
1969’da Adana’da sergilediği resimleri saldırıya uğrar. Bugüne kadar iki binden fazla tablo
ve on bine yakın desen üretmiştir Balaban...
Aynı zamanda, yayınlanmış 11 adet kitabı bulunmaktadır...
*****
5 yıl önce bugün, 9 Haziran 2019 Pazar günü, İstanbul'da, tedavi gördüğü Güngören Hastanesi'nde, çoklu organ yetmezliğinden, tam da Şair Baba'sından 6 gün sonra hayatını kaybetti...
Resmin Yunus Emre'si...
İbrahim Balaban...
Çok özlediği Şair Baba'sının yanında şimdi...
Ruhu şâd olsun. Anısına ve üretimlerine saygıyla...




FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI