Helena Coan'ın yönettiği, Hepburn 'ün büyük oğlu Sean Hepburn Ferrer ve torunu Emma Ferrer'in de katılımıyla hazırlanan, Audrey Hepburn'ün çocukluğundan, UNISEF 'ın iyi niyet elçisi olduğu döneme kadar anlatan 2020 yapımı ,harika bir belgesel film.

Hollandalı barones bir anne ve İngiliz bankacı bir babanın kızı olarak doğan, bir yaşında anne ve babası ayrılan Audrey in hayatı, annesinin yanında Hollandaya gitmesiyle şekilleniyor.

Belgeselde ,Nazi işgali altındaki Hollanda da başlayan hayat hikayesi ,zor geçen çocukluk yılları ve dansla başlayan Hollywood yolculuğu ve hepimizin bildiği yardımlarıyla geçen 63 yıllık hayatı akılda kalan görsellerle akıp gidiyor...

Savaşın bitmesiyle bir bale okuluna yazılan Audrey ,zerafetini sanatın içinden, daha o yıllarda üzerine alıyor ve bir daha da hiç çıkarmıyor.  

Bale ile başlayan yolculuk ,geçim sorunlarına destek amacıyla,modellik ve oyunculukla devam ederken ,sevimli,çekici,zarif,çocuksu, şımarık, ,bir o kadar da güzel olan bu narin kızı, yavaş yavaş herkes tanıyor.

50' li ,60'lı yıllara damgasını vuran ; Breakfast at Tiffany's My Fair Lady, 1952 yılında, en iyi kadın oyuncu akademi ödülü kazandığı, Roman Holiday, filmleri ile akıllara kazınıyor .

AUDREY, çok güzel bir belgesel film olmuş , Bir kadının,iyilik yaptıkça, kendi dünyasında mutlu olduğunu, çoğu zaman, karşı cinsin varlığıyla ve sevgisiyle iyileşebileceğini, bir kadının, doğal süreç içinde nasil zarif yaşlanabileceğini, dünyaca tanınan biri olsa da ,insanların yalnız olabileceğini bize 1 saat 40 dk içinde etkileyici bir anlatımla sunuyor.

20 Ocak 1993 yılında aramızdan ayrılan , İngiliz aktrist ,moda ikonu ve zarif iyilik meleğinin hayatini konu alan ,harika belgeselini izlemenin güzelliği ile…