Bugun...


Ulvi Tanrıverdi

facebook-paylas
DEĞİŞİM..!
Tarih: 22-01-2024 19:20:00 Güncelleme: 22-01-2024 19:20:00


 

 

CHP, “Menemen’de 2020 Yılı Kasım ayında tutuklanan belediye başkanları Serdar Aksoy’un yerine meclisten seçim yoluyla belediye başkan vekili seçiminde yaptığı hataları şimdi de aday belirleme yönteminde mi yapıyor!” diye düşünmeden edemedim.

Neden diyecekseniz?

O günlerde bir CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu gelmemişti Menemen'e, partinin üst yönetimi buradaydı.

Örgütten sorumlu Oğuz Kaan Salıcı...

Yerel Yönetimlerden sorumlu Seyit Torun...

CHP İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke...

CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel  meclis toplantılarında bulundular, Menemen’de karargah kurdular.

Meclis Üyelerinden toplantıya girerken cep telefonlarını topladılar.

Zahar meclis üyelerine partinin üst düzey yöneticilerinin güvenleri yoktu!

Bir parti maclis üyesi de çıkıp da; "bize güveniniz yoksa, alın meclis üyeliğinizi, ben cep telefonumla gidiyorum, meclis üyeliğinden de istifa ediyorum!" bile diyemedi.

Meclis Başkan Vekili Mehmet Karabiniş de Avukattı partilerinden Aday olan Deniz Karakurt'ta...

Bir gün önce de rahmetli CHP Eski Milletvekillerinden Hukukçu Şahin Mengü ile bu konuyla ilgili radyoda program yapmış Mecli içinden Başkan Vekili seçimi ile ilgili yasalar ne diyor ve en sonrasında da meclis aritmetiği olasılık bırakmasa da her şeye karşın kuraya kalma konusuna kadar sorular sormuş yanıt almıştım.

Kuranın nasıl çekileceği Belediye Meclis Çalışma Yönetmeliğinin 13. maddesi (a) fıkrasında belirtildiğini de dile getirmiştik.

18 Üye Millet İttifakı,

1 Üye Bağımsız,

12 Üye Cumhur İttifakının bulunduğu Mecliste üç turda salt çoğunluk sağlanamamış son turda 15'e, 15 adaylar oy alarak sonuç kuraya kalmış ve ara verilerek kura yöntemi belirlenmişti.

Kurada CHP Adayı Deniz Karakurt'un ismi çıkmıştı belirlenen kura çekimi yöntemi ile Kinder Yumurta'dan...

Belirlenen yöntem de Belediye Meclisi Çalışma yönetmeliğine uygun olmadığından, Cumhur İttifakının Adayı Aydın Pehlivan'ın itirazı sonucu, Deniz Karakurt'un Belediye Başkan Vekiliği  İzmir Bölge İdare Mahkemesi'nden yürütmeyi durdurma kararı ile geri dönmüştü.

Yeniden kura çekimi için meclis toplama çabaları, CHP Meclis üyelerinin katılmaması ile engellemeye çalışılınca İzmir Valiliği konuya el koyup Vali Yardımcısı Hulusi Doğan'ı Belediye Başkan Vekili olarak atayarak Meclisin toplanmasını ve kura çekilmesini sağladı. Bu kez çekilen kurada; Aydın Pehlivan Menemen Belediye Başkan Vekili  oldu.

CHP, 18 üye ile girdiği seçimden neden 15 oy alarak çıktığını, yerel iktidarı muhalefete nasıl gümüş tepside sunduğunu,  ne partililerine, ne de Menemen halkına anlatabildi o gün bugündür.

Siyaseten alaycı çeşitli sıfatlar takılsa da "Tombaladan Çıkan Başkan!" gibi, anlaşılıyor ki Aydın Pehlivan, Serdar Aksoy’un göreve dönme olasılığı kalmadığından; 31 Mart 2024 Pazar akşamına kadar Menemen Belediye Başkan Vekilliği görevine devam edecek.

AKP tarafından Menemen Belediye Başkan Adayı her ne kadar açıklanmamış olsa da Pehlivan dışında şu ana kadar adı geçen bir başkasının adı da geçmedi bugüne kadar.

Böylece de Cumhur ittifakı son anda bir değişiklik olmasa Menemen’de mevcut Başkan Vekili Aydın Pehlivan ile 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Seçimlerinde belediye başkan adayı olarak girecek.

Serdar Aksoy Döneminde biz yolsuzluk haberleri yaparken, Aksoy'un çalışmalarını göklere çıkaranlar, Aksoy’un sekiz ayda yaptıklarını İzmir’in diğer belediyelerinin beş yılda yapamayacağını söyleyerek kamuoyunu yanıltanlar bugün Menemen'in nasıl kurtulacağına dair önermelerde bulunuyorlar.

Ne Garip!..

Daha önce İz Gazete Genel Yayın Yönetmeni Ümit Kartal’ın Menemen’de seçim kiminle kazanılır konusundaki İz Tv’de yapmış olduğu önerisini Taahir Şahin’in sosyal medya hesabından teşekkür mesajıyla yayımladığında görmüştük.

20 Ocak 2024 Cumartesi günü CHP İzmir İl Başkanlığı’nda İzmir Milletvekilleri Deniz Yücel ve Murat Bakan’ın İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, Menemen İlçe Başkanı Hüseyin Özbey ve CHP Menemen Belediye Başkan Aday Adayları’ndan  Ali Kemal Elitaş, Deniz Karakurt, Ömer Güney ve Tahir Şahin ile görüşerek Tahir Şahin ismi üzerinde anlaşmaya vardırmak istemeleri ile ilgili önce Demokrat İzmir Gazetesi köşe yazarı Eyüphan Gündoğdu, 20 Ocak 2024 Cumartesi günü köşesinde toplantı ile ilgili bilgi verdi,  22.01.2024 Pazartesi günü de Son Mühür toplantıyı haberleştirdi.

Ben de toplantıya katılan dört aday adayı ile görüştüm.

Aklıma takılan soruları şimdi burada sıralasam, bir partinin iç işlerine karışmış olacağım.

Gazetecinin görevi bir Siyasi Parti’nin iç işlerine karışıp oradakileri kafasına göre yönlendirmek değildir. Her hangi bir Siyasi Partinin ya da İttifakın taraftarı olmak da değildir. Dün her attığı adımda birilerini, birileri üzerinden yüceleştirerek överken, attığı adımların yanlışlığı ortaya çıkınca yerin dibine soktuğunuz birilerini, bugün yüceleştirmek ise gazetecilik mesleği ve etiği ile uzak yakın ilgisi yoktur.

Maalesef bu ülkede ya ordansın, ya burdansın dayatmasına boyun eğmiyorsan varlığını sürdürmen de çok zor koşullar altında oluşuyor.

Ama olsun; dün söylediklerinle ve yaptıklarınla bugün çelişmiyorsan, gerisi çok da önemli değil.

Siyasi Partiler siyasetin yapıldığı araçlardır ve o araçları kullananlara göre de şekil alırlar. Bir gün birinin Kulübü diye anılır, diğer gün adının önüne yeni konur, ne kadar iktidarın saf dışı bıraktığı varsa onlarla kol kola girilir sofralar kurulur, sofralar dağılır, sonra da bu böyle olmuyor hadi bir de değişelim denir, değişmeyen ne varsa ona sarılınır ve  ondan umut beklenir.

Anlayacağınız siyasi partiler; Kutsal ve Doğmatik değildir, gelen yöneticilere göre şekil alır. Bunun örnekleri Türk Siyasi tarihinde çoktur.

Menemen’in CHP Tarihinde de…

En yakın tarihten örnek verelim; Tahir Şahin’in belediye başkanlığı yaptığı dönemdeki en son ilçe başkanı Hürol Taklak Dönemi ile sonradan atanma yöntemi ile gelen Serdar Değirmenci Dönemi aynı mıdır?

Değirmenci’den sonraki seçim yoluyla gelen Turan Erdoğan ile gene seçimle gelen Ömer Güney Dönemi aynı mıdır?

12 Eylül Darbesi'nde kapatılan Adalet Partisi'nin devamı olarak kurulan DYP Süleyman Demirel dönemi ile Tansu Çiller dönemi aynı mıdır?

Ecevit, 14 Mayıs 1972'de Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü'nün ardından CHP'nin üçüncü genel başkanı oldu. Parti, Ecevit'in genel başkanlığı ve demokratik sol akımıyla büyük bir ivme kazanarak yükselişe geçti. Bunun en somut göstergesi dönemin CHP'sinin oy oranlarındaki değişimdir. 1969 seçimlerinde CHP'nin oyları % 27,37'e kadar gerilemişken, 1973'te % 33.30'a, 1977'de % 41.38'e yükselmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yaptığı 12 Eylül 1980 Darbesi'nin ardından diğer parti başkanlarıyla beraber Bülent Ecevit de siyasetten uzaklaştırıldı ve bir süre gözaltında tutuldu. Daha sonra bütün partilerin ileri gelenleriyle birlikte 10 yıl süreyle siyasete girmesi yasaklandı.  MGK, 16 Ekim 1981'de tüm siyasi partilerle birlikte CHP'yi de kapattı.

9 Eylül 1992’de CHP yeniden açılmıştır. 12 Eylül öncesindeki 1979’daki delegeleriyle toplanan CHP Kurultayı, CHP’nin aynı ad ve amblemle açılması kararını almıştır. Genel Başkanlığa ise Deniz Baykal seçilmiştir. Yeni Sol anlayışla yeniden siyaset arenasında yerini alan CHP, Parti politikalarını Yeni Sol anlayışına göre şekillendirmiştir. 18 Şubat 1995’te SHP ile CHP birleşerek, Genel Başkanlığa Hikmet Çetin getirilmiştir. 7 ay sonra 9 Eylül 1995’te yapılan Olağan Kurultay’da Deniz Baykal yeniden Genel Başkanlığa seçilmiştir.

Nisan 1999 Seçimlerinden sonra CHP’nin parlamentoda olmadığı bu dönemde DSP-ANAP-MHP Koalisyon Hükümeti kurulmuştur.

Ecevit dönemindeki CHP ile Baykal dönemindeki CHP aynı mıdır?

 

1985 tarihinde Rahşan Ecevit liderliğinde kurulan DSP, 29 Aralık 1986 tarihinde, SODEP-HP birleşmesinden sonra partiden kopan milletvekillerinin kurduğu 'hülle partisi' Halk Partisi kendini feshederek DSP'ye katıldı. Böylece DSP, 25 milletvekiliyle TBMM'ye girmiş oldu. 6 Eylül 1987'de siyasi yasakların kalkması yönünde yapılan halkoylaması sonucunda eski siyasetçilerin önündeki siyaset yasağı kalktı. Bunun üzerine DSP'nin başına Bülent Ecevit geçti. Ecevitin Genel Başkanlığında DSP siyasi merdivenleri tırmanarak Ecevit  yaklaşık 20 yıl aradan sonra başbakanlık koltuğuna oturdu.

Ecevit Dönemindeki DSP ile bugün Önder Aksakal’ın Genel Başkanlığını yaptığı DSP aynı mıdır?

Elbette ki aynı değildir.

Partiler kutsal olsa; “zaten tartışılamaz, vahiy yoluyla gelen tüzüğe uyulur, şeriatın kestiği parmak da acımazdı.” der çıkardık işin içinden.

Partileri kutsal kılanlar, eğri ya da doğru yönetimlerinin sürdürülmesini isteyen yöneticilerdir. Ama manen, ama madden oradan beslenirler.

Şimdi önüne gelen kendini bir yerlerde güçlü gören, hasbel kader bir yerleri eline geçirmiş olan bırakın parmak kesmeyi, parmak sallayınca diğerlerinin ödü kopuyor, her ne kadar demokratik bir yapı da olsa; genlerimizde biat var deyip, “emriniz olur” deyip “kaderine razı” oluyor.

Ve işin garip tarafı da böyleleri topluma önderlik etmeye soyunuyor…

Ne acı değil mi?

Bir başka acı yanımız da, parti yöneticileri tarafından sürdürülen sürü psikoloji travmasına; bu mahallede de sürekli maruz bırakılmamız!..

Ki o parti yöneticileri her fırsatta demezler mi; Ümmetlikten milletliğe, kulluktan bireyliğe, karasapandan traktöre, atölyeden fabrikaya, ilkellikten modern topluma... Yani “muasır medeniyete” kurduğu Cumhuriyetin kazanımlarıyla bizi kavuşturan ATATÜRK’ün izindeyiz diye…

Bir bakıyorsunuz; Ekmeleddin İhsanoğlu’nu bir yerlerden getirmişler aday göstermişler, göstermekle kalsalar iyi… “Tıpış Tıpış gidip oy vereceksiniz!” diye de dayatmışlar.

Hani ümmet değil, millettik, hani kul değil bireydik! Bu milletin bir bireyi olarak kendi kararımızı veremeyeceksek nerede kaldı bizim birey oluşumuz?

“Önseçim ile belirlenecek adaylar!” deyip, sonradan eleştirdiğiniz partinin “yöntemlerine başvurmayı” bir değişim olarak görmek de ne garip ne acı!

Bakalım daha ne acılara gebe Menemen!..

 

 

 





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI